CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin
TBMM’deki grup toplantısında yaptığı konuşmada, Gazze ablukası kalkmadan
İsrail’le normalleşme olmaz denildiğini hatırlatarak, “İsrail ile normalleşme
oldu. Bunu söyleyen adamlar aynı yerlerinde duruyorlar. Milleti o dönemde gaza
getirdiler. O dönem seçimler vardı. 20 milyon dolara Türkiye’nin itibarını
sattılar. Söyledikleri hiçbir sözün arkasında durmadılar. Rauf Denktaş,
Türkiye’ye gelip Kıbrıs’la ilgili miting yapmak istedi. Dönemin başbakanı ‘Yani
yapılacak bir şey varsa buyur Kıbrıs’ta onu yap. Niçin Türkiye’de miting
yapıyorsun.’ diyor. Kıbrıs bizim milli davamız. Rauf Denktaş’ta efsane kişi
Kıbrıs açısından. Miting yapmasına izin verilmiyor. Rus uçağı düşürüldü.
Talimatı ben verdim yarışına girdiler. Sayın Cumhurbaşkanı şunu söylüyor; ‘Aynı
ihlal bugün yapılsa Türkiye’nin yine aynı karşılığı vereceğiz’ diyor.
Türkiye’nin özür dilemeyeceğini ve Rusya’nın özür dilemesi gerektiğini
söylüyorlar. Ne oldu? Gittiler Rusya’ya teslim oldular. Özür mektubu yazdılar,
Putin’in ayağına gittiler. Türkiye’nin itibarı ne oldu?” şeklinde konuştu.
“Türkiye’nin gücünü test etmeyen kim kaldı?”
“ İlk kez biz bu hükümetler döneminde toprak
kaybına uğruyoruz” diyen Kılıçdaroğlu, “Bulamaç Adasında Yunanistan bayrağı
dalgalanıyor, Yunanistan askerleri var. Ses çıkaran var mı? Hayır. Münbiç’e,
Rakka’ya giriyoruz girdiler mi? Hayır. Almanya’ya gideceğim diyor. Almazsanız
içeriye kıyameti koparırım. Git kardeşim. Sen Almanya’ya git almazlarsa hep
beraber kavgasını verelim. İsrail’de hoparlörden ezan okunması yasaklandı.
İtiraz eden biziz. Ankara’daki beyler itiraz ediyor mu? Hayır dut yemiş bülbül
gibiler. Ne diyorlardı, ‘kimse Türkiye’nin gücünü test etmesin.’ Allah aşkına
Türkiye’nin gücünü test etmeyen kim kaldı? İtibarı bu kadar zedelenen başka bir
dönem olmamıştı” ifadelerini kullandı.
“8 kez telefonda neyi konuştunuz?”
Dış politikada az ve öz konuşulması gerektiğini
söyleyen Kılıçdaroğlu, “Dış politikanın ayrı bir dili vardır o dilden
sapmayacaksınız. Memleketin çıkarlarını savunacaksın. Oturun adam gibi ne
gerekiyorsa sonuna kadar yapın, biz de size her türlü desteği vereceğiz. Dış
politikada hata yaparsanız fatura kime çıkar? Sanayici, esnafa, turizmciye,
otelciye çıkar. Şimdi sıra Avrupa’ya geldi, Avrupa'yla kavga ediyoruz. Çok açık
ve net Sayın Binali Yıldırım’a çağrıda bulunuyorum; krizin yaşandığı gün Hollanda
Başbakanı’yla 8 kez konuştuğunuz ifade edildi. 8 kez telefonda neyi konuştunuz?
Ben bunu merak ediyorum. Umarım gizli değildir, çıkın millete anlatın”
açıklamasında bulundu.
“Referandumda ‘evet’ oyu çıkmasını en çok bu
Avrupalılar istiyor”
Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Devletin uçağı, arabası, parasıyla, ‘evet’
propagandası yapıyorsun. Birde 'biz mağduruz' diyorlar. Asıl mağdur olan biziz.
Parayı, uçakları, arabaları, forsları siz kullanıyorsunuz, asıl mağdur olan
biziz. Siz bizim paramızla bizim aleyhimize propaganda yapıyorsunuz.
‘Yurtışında ve yurtdışı temsilciliklerde seçim propagandası yapılamaz.’ Kanunu
bir tarafa bırakıyorlar, çıkardıkları kanuna uymuyorlar ve propaganda
yapıyorlar. Bir de diyorlar ki, ‘biz mağduruz.’ Kim mağdur? Referandumda ‘evet’
oyu çıkmasını en çok bu Avrupalılar istiyor. Niye böyle krize imkan veriyorlar.
Gazetelerinde manşet atıyorlar, ‘hayır’ oyu kullanın diye. Ne demektir bu
‘evet’ oyu kullanın demek.”