Beştepe’de yapılan 35. İl Müftüleri İstişare Toplantısı’nda konuşan Erdoğan, özetle şunları söyledi:
ÖZELEŞTİRİMİZİ YAPABİLMELİYİZ“NASIL millet olarak tarihe nakşettiğimiz şanlı zaferlerden cesaret alıyorsak, hiçbir komplekse kapılmadan yenilgilerimizden, hata ve eksiklerimizden ders çıkarmayı başarmanın gayreti içinde olmamız gerektiğini unutmamalıyız. 15 Temmuz ihaneti ve FETÖ konusundaki özeleştirimizi açık yüreklilikle yapabilmeliyiz. FETÖ ihanet çetesinin 40 yıl boyunca devlet ve toplum yapımıza sirayet edebilmesi bu noktada bazı eksikliklerin olduğunu gösteriyor. Bu örgütün oluşturduğu tehdidin uzun yıllar farkına varılamaması hepimizin üzerinde hassasiyetle düşünmesi gereken bir husustur. Nasıl olup da böyle karanlık bir örgüt başındaki şarlatanın onca sapkınlığına, hezeyanına rağmen bu derece milletimizin inanç dünyasına etki edebilmiştir? Nasıl olup da böyle menfur bir yapı körpe dimağları kendi insanına silah çekecek kadar gözü dönmüş mankurtlara dönüştürebilmiştir? Nasıl olup da böyle şaibeli bir örgüt mütedeyyin insanların baskı ve zulüm gördüğü dönemlerde hiçbir sorun yaşamadan serpilip büyüyebilmiştir? Nasıl olup da böyle bir örgüt sadece ülkemizde değil, dünyanın 160 ülkesinde nüfuz alanı edinebilmiştir? Aynı şekilde DEAŞ, El Kaide, Boko Haram, El Şebab gibi yapılar nasıl İslam dünyasının gençleri arasında kısmen de olsa zemin bulabilmektedir?
FETÖ BÜYÜMÜŞ HABİS BİR URDURFETÖ bir sebep değil arızi bir sistemin ürettiği sonuçtur. FETÖ, milletiyle kavgalı, vatandaşına tepeden bakan, kendi insanını ötekileştiren çarpık sistemin neden olduğu bir hastalıktır. FETÖ, 1970’lerin ortalarında bünyeye girmiş, 40 yıl boyunca o bünyede sinsi bir şekilde büyümüş, palazlanmış, vücudun farklı organlarına bulaşmış habis bir urdur. Örgüt 40 yıllık serencamı içinde en güçlü desteği 12 Eylül darbesiyle 28 Şubat müdahalesinin faillerinden görmüştür. Demokrasinin askıya alındığı, meşru siyaset zemininin daraldığı, devletin kapılarının milletin evlatlarına kapandığı bu iki karanlık dönem FETÖ’ye istismar edeceği son derece mümbit bir ortam sunmuştur. Özellikle 28 Şubat döneminde imam hatip okullarının kapılarına kilit vurulması ve milletimizin inancını yaşamasını engellemeye yönelik müdahaleler FETÖ’ye arayıp da bulamadığı fırsatları vermiştir.
GERÇEK ANLAMDA MÜCADELE BİZİM DÖNEMİMİZDEÖrgütün bu iki dönemin sonunda serpilip büyümesi asla tesadüf değildir. Bu zat, peşine takılanlara asla imam hatiplere gitmelerine imkân vermemiştir. Bilakis her iki dönem örgütün devlete sızma faaliyetlerine çarpan etkisi yapmıştır. Zevahiri kurtarmak kabilinden yapılanlar dışında bizim dönemimize kadar örgüte yönelik doğru düzgün hiçbir operasyon düzenlenmemiştir. Açık ve net söylüyorum. FETÖ ile gerçek anlamda mücadele sadece bizim dönemimizde yapılmıştır.
YILLIK KAYNAĞI ESKİ PARAYLA 2 MİLYARAma şunu da söyleyeyim, biz de geç kaldık. Ve bu geç kalışın bedelini de maalesef ödedik. 7 Şubat MİT kriziyle hayata geçirilen önlemler FETÖ virüsünün farkına varılmasını sağlamış ve FETÖ’nün bünyede daha fazla yayılmasına engel olmuştur. Nitekim örgüt en önemli finans ve insan kaynağı olan dershanelerin kapatılmasına karşı cevabını 17-25 Aralık girişimiyle vermiştir. Yıllık kaynağı eski parayla 2 milyar. Şu anda Amerika’da charter school’lardan (okullar) elde ettiği gelir yılda yaklaşık 800 milyon dolar. Bunun arkasında nelerin olduğunu lütfen anlayalım. Bunu biz Amerika’nın yetkililerine söylemedik mi, söyledik. Hepsini anlattık. Ama bu işin nerelerle bağlantılı olduğunu anlamamız açısından bunu özellikle söylüyorum. Olay o kadar çıplak değil. Türkiye’nin FETÖ, DEAŞ, El Kaide, bölücü terör örgütü ve diğer sapkın yapılarla mücadelesinde en büyük imkânı, bu yapıları tamamen söküp atmaya kararlı yapılar tarafından yönetilmesidir.”
BÜYÜK CİHADA GEÇTİĞİMİZ DÖNEM“Suriye ve Irak’ta gerçekleştirdiğimiz operasyonlarla DEAŞ ve PKK mensubu yaklaşık 7 bin 500 teröristi etkisiz hale getirdik. FETÖ’nün can damarlarını birer birer kestik, kesiyoruz. Adaletten kaçtığını sananları gerekirse yurtdışından getirip yargıya teslim ediyoruz. Ancak tüm bu çabalarıma rağmen tehlikenin atlatıldığını söyleyemeyiz. Peygamber efendimizin hadisi şeriflerinde ifade ettikleri gibi küçük cihattan şimdi büyük cihada geçtiğimiz dönemdeyiz. Hep birlikte çalışıp bu örgütlerin bir daha asla neşvünema (gelişme) bulamayacakları bir atmosferi ülkemizde ve ötesinde tesis etmemiz gerekiyor. Ülkemizin dört bir yanında şu anda sayısal olarak 140 bin civarında dini görevlimizin olduğunu düşündüğümüzde böyle büyük bir ordunun herhalde yapamayacağı iş yoktur. Çocukluğumuzdan beri şunu biliriz; halkımız kapısını en çok kime açar, mahallenin imamına açar. Mahallenin imamları da, hanım hocalarımız da çalışmaları yaygın yapmak suretiyle onların ablaları vardı. O anlayışı bir kenara koyuyoruz ama bizim hanım hocalarımız var. Yoğun çalışmayı bizim yapmamız gerek. Onların elindeki silahı nötralize edelim, yeni diriliş hamlesini başlatalım. İyi niyetle meleler olayı başlattık. Maalesef istediğimiz gibi olmadı, geri tepti. Doğu ve Güneydoğu’da daha farklı çalışma şart, buraları boş bırakamayız. Siyaseten biz, işin manevi mimarları olarak sizler çok çalışacaksınız. Kainat boşluk kabul etmez. Hak ve hakikat yolculularının dolduramadığı alanı muhakkak şeytana kul köle olanlar dolduracaktır.”HABERİN TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ
ÖZELEŞTİRİMİZİ YAPABİLMELİYİZ“NASIL millet olarak tarihe nakşettiğimiz şanlı zaferlerden cesaret alıyorsak, hiçbir komplekse kapılmadan yenilgilerimizden, hata ve eksiklerimizden ders çıkarmayı başarmanın gayreti içinde olmamız gerektiğini unutmamalıyız. 15 Temmuz ihaneti ve FETÖ konusundaki özeleştirimizi açık yüreklilikle yapabilmeliyiz. FETÖ ihanet çetesinin 40 yıl boyunca devlet ve toplum yapımıza sirayet edebilmesi bu noktada bazı eksikliklerin olduğunu gösteriyor. Bu örgütün oluşturduğu tehdidin uzun yıllar farkına varılamaması hepimizin üzerinde hassasiyetle düşünmesi gereken bir husustur. Nasıl olup da böyle karanlık bir örgüt başındaki şarlatanın onca sapkınlığına, hezeyanına rağmen bu derece milletimizin inanç dünyasına etki edebilmiştir? Nasıl olup da böyle menfur bir yapı körpe dimağları kendi insanına silah çekecek kadar gözü dönmüş mankurtlara dönüştürebilmiştir? Nasıl olup da böyle şaibeli bir örgüt mütedeyyin insanların baskı ve zulüm gördüğü dönemlerde hiçbir sorun yaşamadan serpilip büyüyebilmiştir? Nasıl olup da böyle bir örgüt sadece ülkemizde değil, dünyanın 160 ülkesinde nüfuz alanı edinebilmiştir? Aynı şekilde DEAŞ, El Kaide, Boko Haram, El Şebab gibi yapılar nasıl İslam dünyasının gençleri arasında kısmen de olsa zemin bulabilmektedir?
FETÖ BÜYÜMÜŞ HABİS BİR URDURFETÖ bir sebep değil arızi bir sistemin ürettiği sonuçtur. FETÖ, milletiyle kavgalı, vatandaşına tepeden bakan, kendi insanını ötekileştiren çarpık sistemin neden olduğu bir hastalıktır. FETÖ, 1970’lerin ortalarında bünyeye girmiş, 40 yıl boyunca o bünyede sinsi bir şekilde büyümüş, palazlanmış, vücudun farklı organlarına bulaşmış habis bir urdur. Örgüt 40 yıllık serencamı içinde en güçlü desteği 12 Eylül darbesiyle 28 Şubat müdahalesinin faillerinden görmüştür. Demokrasinin askıya alındığı, meşru siyaset zemininin daraldığı, devletin kapılarının milletin evlatlarına kapandığı bu iki karanlık dönem FETÖ’ye istismar edeceği son derece mümbit bir ortam sunmuştur. Özellikle 28 Şubat döneminde imam hatip okullarının kapılarına kilit vurulması ve milletimizin inancını yaşamasını engellemeye yönelik müdahaleler FETÖ’ye arayıp da bulamadığı fırsatları vermiştir.
GERÇEK ANLAMDA MÜCADELE BİZİM DÖNEMİMİZDEÖrgütün bu iki dönemin sonunda serpilip büyümesi asla tesadüf değildir. Bu zat, peşine takılanlara asla imam hatiplere gitmelerine imkân vermemiştir. Bilakis her iki dönem örgütün devlete sızma faaliyetlerine çarpan etkisi yapmıştır. Zevahiri kurtarmak kabilinden yapılanlar dışında bizim dönemimize kadar örgüte yönelik doğru düzgün hiçbir operasyon düzenlenmemiştir. Açık ve net söylüyorum. FETÖ ile gerçek anlamda mücadele sadece bizim dönemimizde yapılmıştır.
YILLIK KAYNAĞI ESKİ PARAYLA 2 MİLYARAma şunu da söyleyeyim, biz de geç kaldık. Ve bu geç kalışın bedelini de maalesef ödedik. 7 Şubat MİT kriziyle hayata geçirilen önlemler FETÖ virüsünün farkına varılmasını sağlamış ve FETÖ’nün bünyede daha fazla yayılmasına engel olmuştur. Nitekim örgüt en önemli finans ve insan kaynağı olan dershanelerin kapatılmasına karşı cevabını 17-25 Aralık girişimiyle vermiştir. Yıllık kaynağı eski parayla 2 milyar. Şu anda Amerika’da charter school’lardan (okullar) elde ettiği gelir yılda yaklaşık 800 milyon dolar. Bunun arkasında nelerin olduğunu lütfen anlayalım. Bunu biz Amerika’nın yetkililerine söylemedik mi, söyledik. Hepsini anlattık. Ama bu işin nerelerle bağlantılı olduğunu anlamamız açısından bunu özellikle söylüyorum. Olay o kadar çıplak değil. Türkiye’nin FETÖ, DEAŞ, El Kaide, bölücü terör örgütü ve diğer sapkın yapılarla mücadelesinde en büyük imkânı, bu yapıları tamamen söküp atmaya kararlı yapılar tarafından yönetilmesidir.”
BÜYÜK CİHADA GEÇTİĞİMİZ DÖNEM“Suriye ve Irak’ta gerçekleştirdiğimiz operasyonlarla DEAŞ ve PKK mensubu yaklaşık 7 bin 500 teröristi etkisiz hale getirdik. FETÖ’nün can damarlarını birer birer kestik, kesiyoruz. Adaletten kaçtığını sananları gerekirse yurtdışından getirip yargıya teslim ediyoruz. Ancak tüm bu çabalarıma rağmen tehlikenin atlatıldığını söyleyemeyiz. Peygamber efendimizin hadisi şeriflerinde ifade ettikleri gibi küçük cihattan şimdi büyük cihada geçtiğimiz dönemdeyiz. Hep birlikte çalışıp bu örgütlerin bir daha asla neşvünema (gelişme) bulamayacakları bir atmosferi ülkemizde ve ötesinde tesis etmemiz gerekiyor. Ülkemizin dört bir yanında şu anda sayısal olarak 140 bin civarında dini görevlimizin olduğunu düşündüğümüzde böyle büyük bir ordunun herhalde yapamayacağı iş yoktur. Çocukluğumuzdan beri şunu biliriz; halkımız kapısını en çok kime açar, mahallenin imamına açar. Mahallenin imamları da, hanım hocalarımız da çalışmaları yaygın yapmak suretiyle onların ablaları vardı. O anlayışı bir kenara koyuyoruz ama bizim hanım hocalarımız var. Yoğun çalışmayı bizim yapmamız gerek. Onların elindeki silahı nötralize edelim, yeni diriliş hamlesini başlatalım. İyi niyetle meleler olayı başlattık. Maalesef istediğimiz gibi olmadı, geri tepti. Doğu ve Güneydoğu’da daha farklı çalışma şart, buraları boş bırakamayız. Siyaseten biz, işin manevi mimarları olarak sizler çok çalışacaksınız. Kainat boşluk kabul etmez. Hak ve hakikat yolculularının dolduramadığı alanı muhakkak şeytana kul köle olanlar dolduracaktır.”HABERİN TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ