Yargıtay'ın önerisine avukatlar tepki gösterdi

TAKİP ET

Yargıtay'ın 'kişilerin avukatlar dışındaki kişilerce de mahkemelerde temsil edilmesi' önerisine avukatlar tepki gösterdi. TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, "Bizim açımızdan elbette hiçbir şekilde avukat olmayanların mahkemelerde 'Maruf kişi' sıfatıyla vekillik görevini üstlenmesi kabul edilemez." dedi.

Reklam
Reklam

Yargıtay'ın internet sitesinden de yayımlanan UNDP ile Yargıtay'ın ortak çalışması olan bildirgede yer alan, "Yargı, yargı sistemine erişimi kolaylaştırmalıdır" başlıklı ilkede, avukat olmayan kişilerin de mahkemelerde savunma yapabilmesine olanak sağlanması önerildi. Öneriye ilişkin ilk tepki Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'ndan geldi. Feyzioğlu yaptığı açıklamada, "Bizim açımızdan elbette hiçbir şekilde avukat olmayanların mahkemelerde 'Maruf kişi' sıfatıyla vekillik görevini üstlenmesi kabul edilemez. Bu cümleye, Yargıtay'dan katılan hakimlerimiz de esasen itiraz etmişlerdir" ifadesini kullandı.


FEYZİOĞLU, İSTANBUL BİLDİRGESİNİN 3. MADDESİYLE İLGİLİ AÇIKLAMA YAPTI

TBB Başkanı Feyzioğlu, Yargıtay Başkanlığınca 11-12 Ekim 2018'de gerçekleştirilen "4. Uluslararası Yüksek Mahkemeler Zirvesi"nde teyit edilen İstanbul Bildirgesinin 3. maddesiyle ilgili açıklama yaptı.

Bildirgenin 3. maddesindeki, "Mahkemeler avukatlık yetkisi olmayan uygun kişilerin mahkeme nezdinde tarafları temsil etmesine izin verebilir" ifadesi ile İstanbul Bildirgesi (Etkin) Uygulama Tedbirlerinin 3. maddesinin 11. bendindeki "Yargı; koşulların gerekli kıldığı durumlarda, ruhsatsız uygun kişilerin mahkemede bir tarafa yardımcı olmasına izin vermelidir" cümlesine ilişkin eleştiriler ile özellikle konunun değerlendirme ve algılanma biçimine dair açıklama yapılmasının zorunlu görüldüğünü belirten Feyzioğlu, özellikle 3. maddedeki ifadenin tartışmalara neden olduğunu anımsattı.


"İMZACI DEVLETLER KENDİ STANDARTLARININ ALTINDAKİ DÜZENLEMELERLE İLGİLENMEZLER"

Bu cümlenin bazı Afrika ülkelerinin ısrarı üzerine girdiğini kaydeden Feyzioğlu, "Hukukunda buna yer vermeyen devletler açısından hiçbir değeri yoktur. Uluslararası metinlerde imzacı devletler kendi standartlarının altındaki düzenlemelerle hiç ilgilenmezler. Yüksek standartlara ise ulaşmayı hedef olarak koyarlar." değerlendirmesini yaptı.


"AVUKAT OLMAYANLARIN 'MARUF KİŞİ' SIFATIYLA VEKİLLİK GÖREVİNİ ÜSTLENMESİ KABUL EDİLEMEZ"

Bu metnin pek çok devletin imzaladığı asgari standartları içeren bir metin olduğunu vurgulayan Feyzioğlu, "İçinde Afrika ülkeleri de Asya ülkeleri de var. Bizim açımızdan elbette hiçbir şekilde avukat olmayanların mahkemelerde 'Maruf kişi' sıfatıyla vekillik görevini üstlenmesi kabul edilemez. Bu cümleye, Yargıtay'dan katılan hakimlerimiz de esasen itiraz etmişlerdir" ifadesini kullandı.

Yargıtay Başkanlığınca da konuyla ilgili 9 Kasım 2018'de bir açıklama yapıldığını hatırlatan Feyzioğlu, şunları kaydetti:


"TÜRKİYE'DEKİ STANDARDI AZ GELİŞMİŞ ÜLKELERİN STANDARDINA İNDİRMEK YOKTUR"

"Şu halde Yargıtay veya başka bir mercinin gündeminde Türkiye'deki standardı az gelişmiş ülkelerin seviyesine indirmek yoktur. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde de bazı hükümler bizim iç hukuk mevzuatımıza göre daha geridir. Böyle metinlere imza atan devletler kendi mevzuatları uluslararası metindeki düzenlemeden daha ileriyse kuşkusuz iç hukuklarını daha aşağıya çekmezler. Ancak daha ileri hükümler varsa o seviyeye yükseltmek için çalışırlar."


"AVUKATLIK MESLEĞİNİ NİTELİK YÖNÜNDEN SARSACAKTIR"

Yargıtay'ın 'avukat olmayanlar da mahkemede savunma yapabilsin' önerisini değerlendiren Avukat Bedia Teymur, "Bu uygulama tarih boyunca hep en prestijli mesleklerden biri olan avukatlık mesleğini nitelik yönünden sarsacaktır. Bir kimsenin savunma yapabilmesi için, binlerce maddelik kanunları, yargıtay kararlarını, hakimin gerektiğinde hukuk yaratma kriterlerini, hukuk evrensel ilkelerini bilmesi gerekir ki, bunun için avukatlık öğrenimi en zor eğitimlerden bir tanesidir. Avukatın sadece bilgi-eğitim yönünden yeterli olması yetmiyor, beraberinde bir muhakeme yeteneğine ve güçlü adalet duygusuna da sahip olması gerekiyor. Asla hukuk eğitimi almayanlara bu hak verilmemelidir." ifadelerini kullandı.


BAROLAR TEPKİ GÖSTERMİŞTİ

İstanbul Bildirgesindeki, "Mahkemeler, avukatlık yetkisi olmayan uygun kişilerin mahkeme nezdinde tarafları temsil etmesine izin verebilir" ibaresi, İstanbul Barosu ile avukatlarca yapılan açıklamalarla eleştirilmişti.

İstanbul Barosundan yapılan açıklamada, bu tümcenin, Avukatlık Kanununa açıkça aykırı olduğu belirtilerek, "Avukatlık yetkisinin, bu sıfatı taşımayanlar tarafından kullanılmasının cezai yaptırımlar içerdiği açıkça düzenlenmiş olmasına karşın, Yargıtay gibi bir kurumsallıktan yapılan bu açıklama, ciddi bir kaygının davetiyesidir." ibarelerine yer verilmişti.