'Uzaktan çalışma' tükenmişlik krizi çıkartabilir

TAKİP ET

Pandemi ile dünya genelinde uygulanmaya başlanan 'esnek çalışma' yaklaşımı Türkiye'deki dev holdinglerin de hükümetin de gündeminde. Öyle ki kamuda hazırlıklar başladı. Dönüşümlü iş paylaşımı, dağıtılmış işgücü modeli, ödünç iş ilişkisi gibi modeller masada. Ancak dikkat! Uzmanlar uyarıyor. Birçok anlamda fırsat olarak görülen bu düzen beraberinde 'tükenmişlik krizi' ve hak ihlallerini de getirebilir.

Reklam
Reklam

ZAMAN VE MEKÂN KAVRAMI KALMIYOR
MICHAEL Page Türkiye Satış-Pazarlama müdürü, ‘Beyin avcısı’ Erman Kılınçoğlu hibrit ve evden çalışma modellerinin birbirine karıştırıldığını, beyaz yakalıların birçoğunun esnekten ziyade hibrit çalışma modelinden yana olduklarını belirtiyor. Nedir hibrit model? Kılınçoğlu, “Kısaca ‘yarı ev, yarı ofis’ çalışma düzeni diyebiliriz. Mesainin belirli süresi evde, belirli süresi ofiste çalışılarak geçirilmesi durumu. Böylece ofis kalabalığı hafifliyor. Belirli günlerde ofise gelen çalışan da hem ‘ofis’ işlerini halletmiş hem de sosyalleşmiş oluyor. Esnek çalışma modeli ise işin teknolojik alt yapı ile tamamen evden yürütülmesi demek ki bu durum ilk başlarda çalışanları memnun etse de bir süre sonra yalnızlaştırabilir, tükenmişlik krizine sürükleyebilir” diyor. Ne demek bu? Kılınçoğlu şöyle özetliyor:

YENİ ÇALIŞMA PRENSİPLERİ GEREK
“Normal çalışma prensiplerinde kahve molası, yemek arası, mesai gibi kavramlar var. Esnek çalışmada ise tüm bunlar iç içe geçmiş durumda. Evde tek başına yemek yiyen, tek başına kahve içen ve hatta belki de gün içerisinde, yoğunluktan, tüm bunları yapmayı unutur hale bile gelebilen beyaz yakalı günün sonunda yalnızlaşıyor, daha çok yoruluyor. Evden çalışma zaman ve mekân mefhumunu hem patronlar hem de çalışanlar açısından kolayca ortadan kaldırabiliyor. Patron ‘Nasıl olsa evdesin’ diyerek çalışanından günün en olmayacak saatinde ya da tatil günlerinde bile iş isteme, beyaz yakalı da ‘Zaten evdeyim, bütün işleri bitireyim de rahat edeyim’ mantığı yürütebiliyor. Bu tehlikeli! Çünkü özellikle de yeni nesil günün 12 saati, aralıksız çalışmak istemiyor. Çalışsa bile bu mantığın arkasında yaşamsal bir anlam arıyor. Geri kalan hayatının anlamını sorgulamaya başlıyor. O zaman da rahat etmek istediği, oyunu kendi kurallarına göre oynayabileceği yeni iş potansiyellerine kayıyor. İşte tükenmişlik burada başlıyor! Yeni neslin yeteneklerini kaçırmamak adına bizlere ama en çok şirketlere büyük görevler düşmekte. Şirketlerin bir an önce yeni kurallar, çalışma prensipleri edinmesi gerek.”
HABERİN TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ