"Türkiye'nin hâlâ sabrını sınıyorlar"

TAKİP ET

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi'nin 104'üncü yılı törenlerinde, 'Türkiye'nin sabrını ve kararlılığını, aradan geçen bir asır zamana rağmen hâlâ sınamaya devam ediyorlar. Biz buradayız. Bin yıldır buradayız. İnşallah kıyamete kadar da burada olacağız. İstanbul'u Konstantinopol yapamayacaksınız' mesajı verdi.

Reklam
Reklam

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale 18 Mart Stadyumu’ndaki törende şunları söyledi:

EMANETLERİNE GÖZÜMÜZ GİBİ BAKIYORUZ
“Bu topraklarda şehitleri olan, bir zamanlar aynı sınırlar içinde yaşadığımız, Balkanlardaki, Kuzey Afrika’daki, Ortadoğu’daki, Kafkaslardaki tüm kardeşlerimizi selamlıyorum. Emin olsunlar, emanetlerine gözümüz gibi bakıyoruz. Çanakkale’de bir asır önce neler yaşandığını bilmeyen, Çanakkale’de verilen mücadeleyi anlamayan, kavramayan hiç kimseye bu ülkenin havası da suyu da, ekmeği de helal olmaz.

Çanakkale Savaşı’nı savaşlardan bir savaş sananın bu topraklarla da bu milletle de, bu ülkeyle de ilgisi yok demektir. Çanakkale’yi ruhunun derinliklerinde yaşatmayan hiç kimsenin bu ülkeyle ve bu milletle ilgili tek cümle dahi kurmaya hakkı yoktur. Çanakkale’yi hazmedemeyen, istiklal harbimizin kodlarını da çözemez. Allah bir daha bu milleti Çanakkale’deki gibi bir imtihana tabi tutmasın. Ancak şayet böyle bir durum ortaya çıkarsa, emin olun ki tıpkı 104 yıl önce olduğu gibi, Çanakkale’nin denizini de, topraklarını da o düşmanlara mezar etmekten asla çekinmeyiz.

ÇANAKKALE’Yİ BARIŞIN SEMBOLÜ GÖRÜYORUZ
Biz Çanakkale’yi hepimizin hayali olan barışın, ortak acılardan doğan kardeşliğin sembolü olarak görüyoruz. Şu anda hemen karşı tarafta, Yeni Zelandalılar yok mu? Avustralyalılar yok mu? Onlar şu anda bizim şehitlerimizle orada aynı yerlerde yatmıyorlar mı? Bunlara ev sahipliğini yapan biz değil miyiz? Gazi Mustafa Kemal’in dediği gibi ‘Onlar, burada göğüs göğüse, kardeş kardeş yatacaklar.’ Bu misafirperverliği yapan biz değil miyiz? Peki size ne oluyor?
Ama şunu unutmayın... Çanakkale bizim için namusunu çiğnetmeyen ve çiğnetmeyecek olan Asım’ın neslinin sembolüdür. Asım’ın nesli de işte burada. Asım’ın nesli karşımda. Dostça gelirseniz, sizi ağırlayacaklar, düşmanca gelirseniz de ona göre muamele edecekler. Tıpkı çukur eylemleriyle ülkemize kafa tutmaya çalışan teröristlere, tıpkı Suriye sınırlarımıza musallat olan, DEAŞ’lı ve PKK, PYD’li katillere yaptığımız gibi, hepinizi ayak bastığınız yere gömecekler.

MUSTAFA KEMAL’İN LİDERLİĞİNDE YAZDIK
Bu iş öyle masum insanların üzerine haince kurşun sıktığınız silahın kabzasına boyayla isimler, tarihler yazmakla olmaz. Biz tarihi Çanakkale’de kanımızla yazdık. Gazi Mustafa Kemal’in liderliğinde yazdık. Bugün yine yazacağız, yine yazacağız, yine yazacağız. Daha yazacak çok tarihimiz var. Münbiç’te yazacak tarihimiz var. Fırat’ın doğusunda yazacak tarihimiz var. Filistin’de uygulanan zulme, Kudüs’ün mahremiyetine yönelen saldırılara karşı yazacak tarihimiz var. İsrail’in başındaki zatın oğlunun ifadeleriyle, dikkat edin, Yeni Zelanda’daki teröristin ifadeleri aynı. Aynı kaynaktan besleniyorlar. Dünyanın neresinde olursa olsun, tüm masumlara, tüm Müslümanlara ve Türklere kalkacak ellere karşı yazacak tarihimiz var. Bu millet hak davası söz konusu olduğunda ölümü öldüren bir millettir.”

SİZİ DE DEDELERİNİZ GİBİ UĞURLAYACAĞIZ
Türkiye’nin sabrını ve kararlılığını, aradan geçen bir asır zamana rağmen hâlâ sınamaya devam ediyorlar. Suriye sınırımızı taciz ederek, burada bir terör koridoru kurmaya çalışarak sınıyorlar. Irak sınırımızın dibinde aynı şekilde bu yollara tevessül ediyorlar. Kıbrıs’ta, Doğu Akdeniz’de haklarımıza tecavüz etmeye kalkarak bunu sınıyorlar. Ege’de bizi kendi karamıza hapsedip denize ayak basamaz hale getirmeye çalışarak bizi sınıyorlar. Avrupa’da, özellikle Almanya’da, Fransa’da camilerimize, derneklerimize, vatandaşlarımıza her gün yüzlerce saldırıda bulunarak sınıyorlar. Ülkemizde sokaklarımızı karıştırarak, darbe girişiminde bulunarak, karanlık ittifaklar kurarak sınıyorlar. Ekonomimize saldırarak, milletimizin işine, ekmeğine, lokmasına göz dikerek sınıyorlar. Hatta yeri geliyor ülkemize 16 bin 500 km uzakta Yeni Zelanda’da, orada verdikleri mesajlarla bizi sınıyorlar. Çanakkale’den 104 yıl sonra bir kez daha sesleniyor ve diyoruz ki, mesajınızı aldık. Hislerinizi de niyetinizi de anladık. Kininizin, nefretinizin canlı olduğunu anladık. Bir teröristin ortaya çıkmak suretiyle 50 Müslüman’ı öldürmesinin de ne olduğunu anladık.

KIYAMETE KADAR BURADAYIZ
Yaşadığımız toprakları da, aldığımızı nefesi de bize çok gördüğünüzü anladık. ‘Anadolu yakasından Avrupa yakasına geçemeyeceksiniz’, tehdidini manifestosunda ifade edenin, ne tür bir terörist olduğunu da anladık. Bu bireysel bir olay değildir, örgütlüdür. Biz buradayız. Biz Çanakkale’deyiz. Biz Trakya’sıyla, Anadolu’suyla bu ülkedeyiz. Biz Kürt’üyle, Türk’üyle, Arap’ıyla, Çerkez’iyle, Boşnak’ıyla, Roman’ıyla buradayız, Çanakkale’deyiz, Türkiye’deyiz. Bin yıldır buradayız. İnşallah kıyamete kadar da burada olacağız. İstanbul’u Konstantinopol yapamayacaksınız. Dedeleriniz geldiler. Burada olduğumuzu gördüler. Sonra da kimi ayakları üzerinde, kimi tabutla geri döndüler. Şayet aynı niyetle gelecekseniz, sizi de bekleriz. Sizleri de dedeleriniz gibi uğurlayacağımızdan hiç şüpheniz olmasın.

HABERİN TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ