Troya rotası: Aeneas'ın izinde 120 km

TAKİP ET

2018'in 'Troya Yılı' ilan edilmesiyle Çanakkale'den Asos'a kadar 120 kilometrelik bir 'Troya Kültür Rotası' oluşturuldu. Aeneas Destanı'ndan ilham alınarak oluşturulan yolun hikâyesini dinledik, üzerindeki köylerin sakinleriyle konuştuk.

Reklam
Reklam

ROMALI şair Vergilius’un yazdığı ‘Aeneas Destanı’na göre Troya Savaşları meşhur tahta atın şehrin içeri girmesiyle biter. Yıkılan Troya’dan kurtulanların yeni bir yurt kurması için de savaşın kahraman komutanlarından Aeneas görevlendirilir. Tanrılar, Komutan Aeneas’a Troya’ya benzer toprakları gösterir. Aeneas da bu yeri bulabilmek için etrafındakilerle önce bugün Altınoluk’ta bulunan Antandros Antik Kenti’ne yürür. Burada inşa ettikleri gemiyle İtalya’ya giderek Roma İmparatorluğu’nu kurar. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2018’i ‘Troya Yılı’ ilan etmesiyle işte bu göç yolu binlerce yıl sonra yeniden yürünmeye başlanacak... Çanakkale Tarih ve Kültür Vakfı (ÇATKAV) ve Çanakkale Valiliği, bu ay açılması planlanan Troya Müzesi’nden başlayıp Asos Antik Limanı’nda son bulan 120 kilometrelik bir ‘Troya Kültür Rotası’ oluşturdu. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Anadolu Efes’in ‘Gelecek Turizmde Projesi’ kapsamında desteklediği bu kültür yolunun güzergâhı bu antik kentlerden, höyüklerden ve 25 köyden geçecek.

DÜŞLE GERÇEK BİRLİKTE

Rotanın mimarlarından Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Turizm Fakültesi’nden Doç. Dr. Mustafa Boz yürüyüş rotasını nasıl çizdiklerini şöyle anlatıyor: “Düşle gerçeği birlikte düşündük. Yürüyüşçülere uygun bir güzergâh belirledik. Hem tarihsel yerler olmasına hem de göze hitap etmesine dikkat ettik. Yürüyüşçüler zeytin ağaçları ve bahçelerin arasından hep toprağa basarak yürüyecek, geçtikleri köylerde yerel işletmelere katkıda bulunacak. Bu sayede turizmi de bütün yıla yayacağız. Örneğin Asos’taki oteller kışın da çalışabilecek. Gezginler doğayı, çevreyi ve tarihi severler. Köylüler de gelir kazanmaya başladıktan sonra tarihe daha çok sahip çıkacak.”

Harita üzerindeki rotanın pratiğe geçirilmesi için ÇATKAV’dan dört kişilik bir gönüllü ekibi bir ay boyunca patikalardan, orman ve traktör yollarından ve tarlalardan yürüdü. İki bin kilometre süren keşif yürüyüşleri sonunda en ideal rotayı bulup işaretledi. Her etabın bitişi ve başlangıcı bir köy oldu.

Peki köylerinin ‘yol geçen hanı’ durumuna gelmesi konusunda bölgenin sakinleri ne düşünüyor? Rotanın ilk duraklarından Kalafat Köyü’nün muhtarı Şaban Türker (73), “Köyümüz 100 yıl önce kurulmuş ama nüfusumuz 100’e kadar düştü. Tarım arazilerimiz de az. Gençler artık köyde kalmak istemiyor. Eskiden üç kahvemiz varken bire düştü. Dolayısıyla köyün içerisinden birilerinin gelip geçmesini ve hatta yerleşmesini çok istiyoruz. Burada virane haline gelmiş bir sürü boş ev var. Birileri ekmek kapısı bulursa bacayı tüttürebilir. Şu anda gelene geçene hizmet verebilecek imkânımız yok ama ‘Ben buradan ekmek yerim’ diye dönecek çocuklarımız olacak. Gençler gelince hareket, hareket olunca bereket olacak” diyor.

HABERİN TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ