Okan Bayülgen'in kızı İstanbul büyüdü

TAKİP ET

Çocuklarıyla sürekli oyun oynayan babaları sert sözlerle eleştiren, rol yaptıklarını söyleyen Bayülgen'in kızı İstanbul şimdi 10 yaşında.

Reklam
Reklam

Erkeğin yaradılışı gereği çocuklarıyla sürekli vakit geçirmemesi gerektiğini ima eden, toplumsal eşitliği hiçe sayan açıklamalarıyla tepki çeken Okan Bayülgen'in de 2009 yılında dünyaya gelen İstanbul adında bir kızı var. 2008 yılında dünyaevine girdiği Şirin Ediger ile evliliğinden dünyaya gelen kızı İstanbul şimdi 10 yaşında. İşte İstanbul'un son hali. Yaptığı talihsiz açıklamayla Türk halkının tepkisinin çeken Bayülgen, açıklamalarının aksine aslında kızıyla iletişimi çok iyi olan, kızına hayranlık ve sevgiyle bakan üzerine titreyen bir baba.

Okan Bayülgen kızıyla ilişkisini şöyle özetliyor:
Bir röportajda kendisine yöneltilen kızınız İstanbul'la nasıl vakit geçiriyorsunuz sorusuna, "Anne-baba-çocuk genetikleri neyse, sosyal durumları, eğitimleri neyse ona göre vakit geçirirler. Çocuğu şirketteki astın üstün gibi kabul edip de onunla bir şey yapamazsın. Çocuğa karşı saygıyı da şöyle görüyorum, doğduğundan beri ona saygılı bir tavır içinde oldum. Bir kere bile sesimi yükseltmedim, azarlama, dalga geçme, kızma, neyse bu kelimeler, hiçbirisini yapmadım. Yapmayarak da hep kazançlı çıktım."

İstanbul, bir kız çocuğu ve annesi ilişkisi gibi değil benimki, ben bir babayım. Benim davranışlarımı sadece aklım yönetiyor. Doğduğundan itibaren, bana benzeyen, benden türemiş ama fiziksel, biyolojik, sosyal kaderi benden farklı olacak bir birey olarak onun için ne yapmam gerekiyorsa onu yaptım. Nedir bunlar? Anlamak, anladıktan sonra doğru önerilerde bulunmak, korumak, ne olursa olsun korumak. Her şeye rağmen, ömür boyu. Ve benimle ilgili bir problem yaşamamasını sağlamak. Yani, 'Babam şöyle olduğu için böyle oldum' dememesi. Benim artık çocuğuma karşı ödevlerim var. Kızım da -Allah herkesin çocuğuna sağlık sıhhat versin- gurur duyduğum bir kız oldu.

"Bir zarafeti var, o hiç geçmiyor. Yalnızlığına kaçmak konusunda biraz bana benziyor. Mesela telefonla konuşuyoruz, 'Babacığım seni birazdan arayayım mı, şu anda meşgulüm' diyor. Ve bunu kaç senedir söylüyor, ben de, 'Hadi len!' demiyorum. Meşgul olduğu anda oyun oynuyor olabilir, ders çalışıyor olabilir, düşünüyor olabilir. Çünkü düşünme için vakitleri var onun. 'Biraz düşünmek istiyorum, yalnız kalabilir miyim?' diyor. Bu benim çocukluğuma da benziyor. Ben de anneme böyle derdim."