Ogün Samast'ın cezası bitmiş

TAKİP ET

Hafta içinde aldığım bir telefonla şok oldum. Arayan Hrant Dink'in kardeşi Hosrof Dink'ti. 'Nedim, Ogün Samast tahliye oluyormuş' dedi. 'Nasıl?' 'Cezası bitmiş, tahliye edilecekmiş.' Günü kulağım telefona yapışık geçirdim desem abartı olmaz.

Reklam
Reklam

2007’den beri bu davayı takip ediyor, hakikatin ortaya çıkması için her şeyi yapıyordum. Çünkü Hrant Dink cinayeti, bir dönemin tüm karanlığını içinde barındıran; tehdit edilmesinden öldürülmesine, üstünün örtülmesinden yargılanmasına kadar devlet içinde ve medyada kirli unsurların yer aldığı bir suikasttı. Bu yapıların içinde elbette Fetullahçı Terör Örgütü’nün istihbaratçıları, savcıları, hâkimleri, müfettişleri, gazetecileri başı çekiyordu.

SANTORO, DİNK CİNAYETİNİN PROVASIDIR
Trabzon’da 5 Şubat 2006 günü öldürülen Rahip Santoro cinayeti, bugün 14 Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan FETÖ üyesi istihbaratçıların tezgâhladığı, 19 Ocak 2007 günü İstanbul’da katledilen Hrant Dink’in cinayetinin provasıydı.

İki katil de Trabzonlu ve 18 yaşından küçüktü. Her iki katil de hedef aldıkları masum insanları tanımıyordu. Onlara düşmanlık beslemeleri için hiçbir nedenleri yoktu. Ogün Samast, “Türklüğe hakaret ettiği için öldürdüm” demesine rağmen daha sonra Dink’in tek bir yazısını bile okumadığını itiraf edecekti.

Karanlık eller, ülkeyi büyük bir kumpas dalgasının içine sokmak için katillerin eline silahı tutuşturmuş, cinayetleri de başkalarının üzerine yıkmayı amaçlamışlardı. Her iki suikastta da silahın menşei meçhuldü. Her iki cinayette de öldürülenler FETÖ’nün operasyon merkezi Emniyet İstihbarat tarafından takip altındaydı.

Her iki cinayetin de planlandığı dönemde FETÖ’cü istihbaratçı Ramazan Akyürek, Trabzon Emniyet Müdürü, Ali Fuat Yılmazer “sağ terör ve azınlıklar masası” olarak adlandırılan Emniyet İstihbarat Dairesi C Şube Müdürü idi. FETÖ’cüler hem hedef alınan kişileri, hem de onları hedef alan katilleri ve örgüt üyelerini takip ediyordu. Cinayetin işleneceğini görüyor, bırakın önlemeyi, yol veriyorlardı.

Nitekim her iki cinayetin üzeri FETÖ’cü istihbaratçılar tarafından örtülmeye çalışıldı. FETÖ’nün istihbaratçıları gibi savcıları, hâkimleri ve gazetecileri cinayetin üzerinin örtülmesinde rol oynadı. Ama başaramadılar, 2007’den beri yazdığım gerçekler bugün FETÖ üyelerinin yargılandığı davada karanlığı aydınlatıyor. Bir zamanlar “devlet olan” FETÖ’nün tüm unsurları 14 Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanıyor.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ