O diyaloğu anlattı, "Öyle bir başkonsolosunuz var ki"

TAKİP ET

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Moldova'ya resmi ziyaretinin dönüşünde kendisine eşlik eden gazetecilerin sorularını yanıtlarken, Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda öldürüldüğü iddia edilen gazeteci Cemal Kaşıkçı olayı ile ilgili olarak, 'Suudi Arabistan bu olayı aydınlatmak durumundadır. 'Çıktı' diyerek kapatılacak bir olay değil' dedi.

Reklam
Reklam

Erdoğan’a sorular ve yanıtları şöyle:


BAŞKONSOLOS LAKAYT DAVRANDI

- Moldova’ya hareketinizden önce ABD Dışişleri Bakanı Pompeo’yla görüştünüz. Pompeo’nun, Trump’ın mesajı olarak Suudi Arabistan Veliaht Prensi’ne soruşturmanın neticelenmesi için 72 saat süre verdiği iddia edildi. Kaşıkçı konusunda neler konuştunuz?

Bu konuda ciddi manada Suudi Arabistan tarafını sıkıştırıyorlar. Suudi Arabistan’dan açıklama istiyorlar. Benim burada tabii bir şeyi de söylemem lazım. Bana bir heyet (Suudi Arabistan’dan) gönderdiler. Gelen heyetle bir görüşme yaptım. Görüşmede, o zaman şunu söyledim: “Öyle bir başkonsolosunuz var ki, yaptıklarını anlamak mümkün değil. Tutmuş, bir yabancı haber ajansının elemanını içeri almış, ona elektrik panolarını gösteriyor, dolapların altındaki kapakları açıyor, onları gösteriyor, son derece lakayt davranıyor.


KRAL ELEŞTİRİLERE HAK VERDİ

(Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suudi Arabistan Kralı’yla telefon görüşmesi yaptığını anımsatarak) Ertesi gün bunu ben Kral’a da söyledim. Kral da eleştirilerimize hak verdi. Görüldüğü kadarıyla şu an Suudi Arabistan’da farklı yaklaşımlar da dikkati çekiyor. Gazetelerde Abdülaziz Mutrib’e işaret ediliyor. Netice itibarıyla Suudi Arabistan bu olayı aydınlatmak durumundadır. ‘Çıktı’ diyerek kapatılacak bir olay değil. Olay sonrasında, nişanlısı Hatice Hanım’la da görüşüldü. Biz, olayın aydınlatılması için üzerimize düşeni yapıyoruz. İstanbul Başsavcımız bir açıklama yaptı. Polis teşkilatımızın yaptığı çalışmalar var. Ben henüz raporlarını görmüş değilim. İstihbarat teşkilatımızın çalışması da devam ediyor. Yani dört bir koldan işi takip ediyoruz. Bu işi ortada bırakmamız mümkün değil.


BATI’NIN TEPKİSİ ARTIYOR

- Batı ülkelerinin bu konudaki tavırlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Yeteri seviyede tepki gösterdiler mi sizce?

Batı ülkelerindeki tepki gün geçtikçe artıyor. Yani örneğin Prens Muhammet bin Selman’ın düzenlediği bir yatırım konferansı vardı... Katılımların iptalleri, muhtemelen söz konusu olayla alakalı.


ABD’YLE YENİ DÖNEM BAŞLADI YOL ALINMALI

- Moldova’ya hareketinizden önce ABD Dışişleri Bakanı Pompeo ile Esenboğa’daki görüşmenizde Münbiç konusu da gündeme geldi. Görüşmeden çıkan somut sonuçlar var mı?

Kendisine şunu hatırlattım. ‘Malum, 90 gün süre verilmişti. 90 günlük süre artık doldu gidiyor, şimdi herhalde 190’a ulaşacağız’ dedim. ‘Bunu bir defa süratle halletmemiz lazım’ dedim. ‘Şu anda Gaziantep’te Amerikalı askerler ile bizimkiler eğitimlerini yapıyor. Bunların yanında da yine Münbiç’le ilgili olarak oradaki terörist unsurların Fırat’ın doğusuna geçirileceği hususunda söz vermiştiniz. Hâlâ geçirmediniz. Bu konuda Trump da söz verdi. Siz de verdiniz. Hatta Obama da ‘Bunu çözeceğiz’ demişti. Bu konuda mesafe alınması isabetli olur’ dedim. Dediğim gibi, Gaziantep’te şu anda bizim askerlerle beraber bir çalışmanın içerisindeler. Dolayısıyla bu kez bir mesafe alınması mümkün. Şu anda işte yeni bir dönem başladı. Hedefleri gerçekleştirmeye başlayabiliriz.

- Silahtan arındırılma işlemleri nasıl gidiyor? Ağır silahların tümü hedeflenen bölgeden çıkarıldı mı?

Şu an itibariyle verilen tarihte iş bitti. Yani, 15 Ekim itibariyle, ağır silahlar hemen hemen çıkarılması yerlere çıkarılmış vaziyette. Zaten Savunma Bakanımız da burada. Ayrıntıyı ondan alabiliriz.

- Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar: 300 civarında tank, zırhlı araçlar dahil, oradan alındı. Ancak, herhangi bir envanter söz konusu değil. Oradaki arkadaşlarımız, askerler, özel kuvvetler, istihbarat, izliyor. İkna dahil çeşitli yöntemlerle bu faaliyet çok çok büyük ölçüde tamamlandı. Bunu takip eden Rus makamlarının da açıklamaları var.


HALK BANKASI İDARİ KARARDIR, ÇÖZÜLEBİLİR

- Brunson’ın ülkesine dönmesiyle Türkiye - ABD ilişkilerinin hızla normalleşeceği beklentisi yaygın. Buna katılır mısınız? Bir de, ABD’nin yakında Hakan Atilla’yı geri göndereceği, Halkbank’a para cezası dosyasını da rafa kaldıracağı söyleniyor. Böyle bir sürpriz yaparlar mı?

Olaya sürpriz açısından mı bakalım, olması gerekenden mi bakalım? Ta Brunson’dan önceki dönemlere uzanan taleplerimiz vardı ABD’den. Bunların birincisi FETÖ’nün ele başının verilmesiydi. Aramızda suçluların iadesi anlaşması doğrultusunda bize verilebilir pekala. Kendisi, Türkiye’de müebbet hapse mahkûm edilmiş. Biz klasörleri, hepsini gönderdik. Ama Türkiye’de onun tek savunucusu var, o da Kılıçdaroğlu. Daha sonra ben Sayın Trump ile görüştüğümde, “Klasörleri bırak, bana dosyaların numaralarını gönder, yeter” dedi. Bizim İbrahim Bey’in (Kalın) orada muhatabı var. Bolton, onun (Trump) da şu anda en yakın adamı. ‘Bolton’a dosya numaralarını verin, yeter’ dedi. Biz tabii İbrahim Bey’le bütün dosyaların numaralarını gönderdik. Ama henüz bir ses çıkmış değil. Olayın takipçisiyiz. Hakan Atilla meselesi, zaten sürecinde yürüyen bir durum. Çok da fazla bir şeyi kalmış değil. Halk Bankası meselesi ise tamamen bir idari karardır. Bir idari kararla, OFAC ile bu işin rahatlıkla çözülmesi mümkündür. Çözülebileceği kanaatindeyim. Tabii bunların Brunson hadisesiyle herhangi bir alakası yok. O, ülkemde yaşanan şeylerden mütevellit yargıya konu olmuş bir meseleydi. Ben Sayın Trump’a baştan beri, ‘Türk yargısına güvenin’ dedim. Son temasımızda da, ‘Eğer gerçekten bırakılması gerekiyorsa, 12 Ekim’de bizim yargımız bunu bırakır. Ama bırakılması gerekmiyorsa, o zaman da yargımızın vereceği karara saygı duyacaksınız’ dedim.


BARBAROS GEMİSİ İÇİN HER TEDBİR ALINIYOR

- Yunanistan’ın Barbaros gemisine bir tacizi oldu. Bizim Deniz Kuvvetleri de onlara müdahale etti. Bu krizi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Biz bu tür konularda tedbirlerimizi alıyoruz. Gereken neyse her türlü tedbiri de alırız. Savunma Bakanlığımız, Genelkurmay bu tür konuları takip ediyorlar. Barbaros gemisiyle ilgili olayın ayrıntılarını Hulusi Paşam bana uçakta anlattı. Burada şimdi sizlere de anlatsın.

- Hulusi Akar: Bizim normal planlı olarak Güzelyalı-Güzelyurt bölgesi diye tabir ettiğimiz bir yer var. Tüm problem şuradan çıkıyor: Yunanlılar kendi kendilerine bir takım farazi çizgiler koyuyorlar, bunlara göre hareket ediyorlar. Dolayısıyla onların faraziyelerine göre her türlü hareket ihlal oluyor. Oysa onların kendi kendilerine çizdikleri çizgiler bizce uygun değil. Kıta sahanlığı belirlemesini kabul etmediğimizi, zaten asıl amacımız oydu, o nedenle Barbaros gemimiz o bölgeye girdi. Saat sabah (önceki gün) 05.00 sularında Lübnan’da görevli olan bir Yunan gemisi oradan geçerken aldığı talimat çerçevesinde buraya müdahale etmeye kalktı. Fakat biz başlangıçta Barbaros çıkarken yanında bir firkateyn de göndermiştik. Firkateynin müdahalesiyle Yunan gemisinin yaptığı faaliyet boşa çıktı. Biz orada normal faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.

HABERİN TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ