Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan marketlere fiyat uyarısı, "Asla izin vermeyiz"

TAKİP ET

Ekonomi Şurası'nda Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Faiz oranları, enflasyon belli oranda düşmüş. Buna rağmen markette hala sebze meyvede fiyat düşmüyor. Bunun ahlaki bir temeli olabilir mi? Bu marketlerde benim halkımı sömürme mücadelesini devam ettirenler varsa bunun hesabını sorma görevi de bizimdir ve hesabını sorarız" dedi.

Reklam
Reklam

Konuşmasında Suriye'ye de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Güvenli bölge teklifimiz, terör örgütlerini Türkiye'nin kontrolünde, bir şekilde sınırlarımızdan uzak tutma amacını taşıyor." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, TOBB İkiz Kuleler  Konferans Salonu'nda düzenlenen Ekonomi Şurası'nda önemli açıklamalar yaptı:
Sizlerin görüşleri bizler için daima yol gösterici olmuştur. 16 yılda ülkemizi sizlerle birlikte büyüttük. Teknoloji, e-ticareti sizlerle birlikte ülkemizin gündemine taşıdık. Pek çok çalışmayı sizlerle birlikte hayata geçirdik. İş yapılmasının önündeki engelleri sizlerle birlikte kaldırdık. 2023 hedeflerimize de sizlerle birlikte ulaşacağız. Ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sizlerle birlikte yükselteceğiz. Türkiye'yi üst gelir grubuna sizlerle birlikte taşıyacağız. 81 milyonun tamamının aş, iş, gelecek sembolü olarak daha kapsamlı hizmetlere inşallah birlikte imza atacağız. Çünkü biz hep birlikte Türkiye'yiz, hep birlikte Türk ekonomisiyiz.

TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK SORUNU BİR TAKIM KİFAYETSİZLER
Özellikle ticarette de siyasette de hayatın diğer alanlarında da başarının sırrı önce inanmak sonra harekete geçmek ardından da yılmadan mücadeleye devam etmektir. Bizim bugüne kadar elde ettiğimiz her başarının gerisinde milletimize ve ülkemize olan inancımız yatıyor. Türkiye'nin en büyük sorunu dışarıda rekabet ettiği güçler değil kendi içimizdeki bir takım kifayetsizlerdir. Kendi ecdadını ısrarla küçümseyen ve aşağılayan zihniyetin bu ülkenin geleceğine zerre kadar katkısının olması mümkün değildir. Bu kesimin sürekli diline doladığı şeylerden biri de bizim tarihimizde üretimin olmadığıdır. Bunlar sanıyor ki Türkiye Cumhuriyeti gökten zembille indi. Biz ülke ve millet oalrak her alanda olduğu gibi sanayi ve ticarette çok güçlü bir müktesebata sahibiz.
17. ve 18. yüzyıllarda Osmanlı'da madeni eşya imalatı, kuyumculuk, boyacılık, deri ve dokuma işleri ciddi bir şekilde gelişmişti. Avrupa bize hayranlıkla bakıyordu. Bizim ecdadımız 200 yıl öncesine kadar pek çok Avrupa ülkesinin önünde yer alıyordu. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle geleceğe büyük bir miras bıraktığımızı düşünüyoruz.

MARKETLERDE FİYATLAR DÜŞMÜYOR
Ülkemizin geçtiğimiz yıl yaşadığı dalgalanmada maalesef bazı kesimler iyi bir imtihan veremedi. Dalgalanmayla asla orantılı olmayan fiyat artışlarıyla ilgili örnekler her gün karşımıza geliyor. Bu akıl ve ahlak dışı artışları hep birlikte düşünmeliyiz. Devletimiz, milletimizin üzerindeki yükleri azaltmak için elinden geleni yapmıştır.
Birilerinin 'piyasanın şartları' kılıfı ile  fırsatçılığa yönelmesi gerçekten çok üzüntü vericidir. Faiz oranları, enflasyon belli oranda düşmüş. Buna rağmen  markette hala sebze meyvede fiyat düşmüyor. Bunun ahlaki bir temeli olabilir mi? Bu marketlerde benim halkımı sömürme mücadelesini devam  ettirenler varsa bunun hesabını sorma görevi de bizimdir ve hesabını  sorarız.
İhracatımız bu yıl 168 milyar doları aşarak rekor kırdı. Hedefimiz 500 milyar dolar. Sayın Trump son görüşmelerimizde en az 75 milyar dolarlık ticarete ulaşmamız gerektiğini söylüyor. Dün akşamki görüşmede bunu tekrardan dile getirdik.

ERDOĞAN-TRUMP GÖRÜŞMESİ
İhracatımız bu yıl 168 milyar doları aşarak rekor kırdı. Hedefimiz 500 milyar dolar. Sayın Trump son görüşmelerimizde en az 75 milyar dolarlık ticarete ulaşmamız gerektiğini söylüyor. Dün akşamki görüşmede bunu tekrardan dile getirdik. 

MÜNBİÇ'İN GÜVENLİĞİ
Ülkemize en ufak bir saldırıda bulunanlar bunun bedelini çok ağır ödeyecekler. Kimse bizi rahatsız etmeye kalkmasın. Yarın pazartesi çarşamba Rusya seyahatimiz var. Münbiç'in güvenliğini alacak ve orayı da sahiplerine teslim edeceğiz.
Birileri siyaset yoluyla, birileri sahada silahla, birileri masada diplomasiyle Türkiye'yi yeniden kendi kafalarındaki o dar kalıplara sokmak için cansiperane bir şekilde çalışıyor. Halbuki artık o günler geride kaldı. Bir başka ifadeyle 'cin şişeden çıktı'.

VERİLEN SÖZLER TUTULURSA NE ALA; AKSİ TAKDİRDE...
Amerika, Rusya ve diğer kesimlerle olan görüşmelerimizin anlayış birliğine varılarak sonuçlanmasını canıgönülden arzu ediyoruz ama bu demek değildir ki ilanihaye bekleyecek, gözümüzün önünde yürütülen hazırlıkların neticelenmesini seyredeceğiz. İşte sınırlardayız, bütün gücümüzle oralardayız. En yakından gelişmeleri takip ediyoruz. Şayet bize verilen sözler tutulur ve süreç işlerse ne ala. Aksi takdirde hazırlıklarımızı zaten büyük ölçüde tamamladık, kendi stratejimiz doğrultusunda gereken adımları atmaya başlayacağız. Türkiye özellikle Suriye'de kendisine verilen sözlerin tutulmaması sebebiyle çok bedeller ödemiştir. Ülkemize karşı yeni bataklık haline dönüşecek bir güvenli bölge uygulamasına asla izin veremeyiz. Güvenli bölge teklifimiz, terör örgütlerini Türkiye'nin kontrolünde, bir şekilde sınırlarımızdan uzak tutma amacını taşıyor.