Bu hastalık çoğunlukla kız çocuklarında kendini belli ediyor
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Rasim Şerifoğlu, idiopatik skolyoz daha çok 10-14 yaş arası çoğunlukla kız çocuklarında adet öncesi dönemde başlama özelliğine sahip olduğunu...
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Rasim Şerifoğlu, idiopatik skolyoz daha çok 10-14 yaş arası çoğunlukla kız çocuklarında adet öncesi dönemde başlama özelliğine sahip olduğunu söyledi.
Omurganın orta hattan sağa veya sola doğru eğilmesine skolyoz denir. Skolyoz bir muayene sonucu ortaya çıkıp, birçok farklı nedene bağlı olabilir. Toplumda skolyoz denildiğinde birçok kişinin algıladığı skolyoz, idiopatik skolyozdur. Bu tip skolyoz daha çok 10-14 yaş arası çoğunlukla kız çocuklarında adet öncesi dönemde başlama özelliğine sahiptir. Özel Medicana Bursa Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Rasim Şerifoğlu, "Daha önce normal olan omurga bu dönemde yavaş yavaş kendi ekseni etrafında dönerek eğilir. Skolyozun zaman içinde artıp artmayacağı ancak genetik test ile anlaşılabilir. Çocuğun yaşı ne kadar küçük, eğriliğin başlangıçta derecesi ne kadar fazla ise artma imkanı o kadar fazladır. idiopatik skolyoz 10 yaş öncesinde de görülebilir" dedi.
Idiopatik skolyozun haricinde konjenital skolyoz, noromuskuler skolyoz, sendromik skolyoz, bacak eşitsizliğine bağlı skolyoz, tümör ve enfeksiyonlara bağlı skolyoz türlerinin de olduğunu ifade eden Şerifoğlu, "Skolyoz tedavisinde yüzme, plates,yoga, egzersizin hiç bir yeri yoktur. Bu yöntemler ancak postural duruş bozuklukları ve kifoz da önerilebilecek seçeneklerdir. Skolyoz tedavisinde korse kullanımı bir seçenek olabilir. Korse kullanımı bazı durumlarda etkili olur. Kisinin adet döneminden önce veya yeni adet dönemine girmiş olması, eğriliğin 30-35 dereceden fazla olmaması, eğrilik de üst sırt kısmın eğrilik içinde olmaması, korse kullanım sonrası 1 ay sonra çekilen skolyoz filminde eğriliğin yüzde 50 oranında düzelmiş olması, tercihen günde 22-23 saat korsenin kullanılması, çocuğun korse takmak açısından ruhsal sıkıntıya girmemesi gerekir" şeklinde konuştu.
Özellikle sırt bölgesinde 45 derece bel bölgesinde 35-40 derece ve üstü olan hastaların tedavisi cerrahi olduğunu belirten Şerifoğlu, "Cerrahi tedavide titanium vidalar ve çubuklar kullanılarak eğrilik düzeltilir. Son zamanlarda kullanılan yöntemlerden biride halk arasında IPLE yapılan ameliyat dedikleri cerrahi yöntemdir. Hastanın adet öncesi dönemde veya uzunluğuna büyümenin başında olması ve bazı eğrilik tipleri ideal hasta olarak kabul edilir. Skolyoz ameliyatlarında başarı tecrübeyle orantılıdır. Tüm ameliyatlarda noromonitarizasyon yöntemi kullanılır. Ortalama yatış süresi 3 gündür. Ameliyat sonrası bilgisayarlı ağrı kontrol sistemi ile hasta ağrısız olur. Hasta ameliyattan 12 saat sonra kaldırılır ve yürütülür. 3. günden sonra ağır kaldırma dışında bir kısıtlama yoktur. 1. Aydan sonra yüzmeye başlayabilir. 3. Aydan sonra kontak kurulmayan olmayan sporları, 9. Aydan sonrada her türlü sporu yapar. ilk bir yılda kesi bölgesinin güneş görmemesi yaranın estetiği için önemlidir" dedi.
Skolyoz ameliyatı sonrası esnekliğin kaybedilip kaybedilmediği de en çok sorulan sorulardan biridir. Vücudumuzda boyunda 7, sırtta 12 ve belde 5 adet hareketli omurga vardır. Ancak sırt bölgesi kaburgalarla birleşerek göğüs kafesini oluşturdukları için bu bölgede hareket çok kısıtlıdır. En fazla hareket boyun ve belin son 3 omurgasından kaynaklanır. Bu nedenle bu bölgelerin ameliyata iştirak edilmediği ameliyatlar sonrasında pratik olarak günlük hayatı etkileyecek bir hareket kaybı söz konusu değildir. Teknik olarak skolyoz ameliyatlarında boyun bölgesi ameliyata katılmaz ve burada bir hareket kaybı söz konusu değildir. Ameliyatların yüzde 90'ında ameliyat alanı en fazla T2-L3 arasında olacağından pratik olarak günlük hayatı etkileyen bir hareket kaybı söz konusu değildir. Ameliyat olan çocuklar ameliyat sonrası 1. aydan itibaren okul çantalarını taşıyabilirler" diye konuştu.
İHA