"Ben iyi bir anne olamazdım"

TAKİP ET

90'lı yıllarda birbiri ardına gelen hit'leri, konserleri ve kulüp programlarıyla hem müzik hem de eğlence sektörünün en iddialı isimlerinden olan Nalan, yıllar süren suskunluğunu 'Aşk Senin Neyine' albümüyle bozdu. Sigara dumanından, 'hiç detay vermeyeyim' dediği sıkıntılardan boğulup ani bir kararla Bodrum'a kaçan, orada kendine yeni bir yaşam kuran ünlü şarkıcıyla buluştuk, inziva dönemini, aşkı, evliliği ve çocukları konuştuk.

Reklam
Reklam

◊ Sevgili Nalan, öncelikle hoş geldin. Yeni albümün hayırlı uğurlu olsun...
- Çok teşekkür ederim (gülüyor). Çok mu beklettim?

◊ Yani... İnzivan fazla uzun sürdü. Nedendi bu sessizlik? Neden kayboldun ortalıktan?
- Normalde 3 yıl ara verecektim aslında, planlarımı ona göre yapmıştım.

◊ Ne bozdu planlarını?
- O 3 yılın sonunda, yani 2016’nın mart ayında sevgili Erol Köse “Hadi gel beraber bir şeyler yapalım” dedi. O zaman kendi projemi askıya aldım, Erol’la yeni bir plan program yaptık.

ARTIK İSTANBUL’DA DURMAK İSTEMİYORUM
◊ Onun hazırlığı mı planlanandan uzun sürdü?
- Yok, çok çabuk bitebilecek bir işti ama 2016’nın kasım ayında “Bana hava değişikliği lazım. İstemiyorum artık burada durmak” deyip apar topar Bodrum’a gittim.

◊ Seni İstanbul’dan kaçıran neydi?
- Bir sürü şey, bir sürü moral bozukluğu. Detaya girmeye gerek yok, özetle İstanbul’dan kaçmak istedim.

◊ “Ben gidiyorum” dediğinde albüm çalışmaları başlamış mıydı?
- Evet, başlamıştı. Bu arada bir aranjör değişikliği de oldu. Onun üzerine dedim ki “Erolcum ben daha güzel besteler yapabilirim, en iyisi biraz gidip oyalanayım”.

◊ Aranjör değişikliğinin sebebi neydi?
- Uyuşamadık ilk aranjörümüzle, duyduğum şeyler bana hitap etmedi. Sonuçta benim de doymam lazımdı müzik olarak. Normalde aranje aşamasında işin hep başında dururum, ilk anından son anına kadar yani. Ama bu sefer durmadım ve sonra duyduğumda şarkılar bana yabancı geldi, alışamadım. Belki bendendir dedim, kaçıp Bodrum’a gittim işte.

◊ Erol Köse bu duruma tepki göstermedi mi? Sonuçta bir işi yarım bırakıp çekip gitmişsin...
- Valla biraz zor söyledim zaten. “Erolcum ben bi gideyim, kem küm” falan (gülüyor). Neyse, çok şükür ki “Tamam” dedi, küsmedi de.

◊ Neden Bodrum...
- Belki Bodrum havası bana güzel şeyler katar diye düşündüm, çıkış noktam o. Deniz var mesela orada.

◊ Burada deniz yok mu?
- Var da deniz orada herkesin. İstanbul’da deniz senin değil ama Bodrum’da senin. İstediğin gibi kıyısında yürüyebiliyorsun, dibinde oturabiliyorsun, ayaklarını sokabiliyorsun.

◊ Beklediğin oldu mu, yaratıcılığını geliştirdi mi?
- Evet, gerçekten bir sürü şey kattı. Bu arada bazı acı şeyler de yaşadım ama. Sokakta bulduğum kızımı (köpeğim ama kızım diyorum ona) çocuklar taşladı, ondan sonra kızım vefat etti. Zor günler geçirdim. Yok bir fark. Sana muhtaç bir can söz konusu. Her ihtiyacını sen karşılıyorsun. Velhasıl, o yüzden verdiğim ara düşündüğümden uzun sürdü. Sonunda Erol aradı, “Tamam seni anlıyorum, çok zor bir şey. Ama artık işimize bakmalıyız, hadi gel” dedi. Geçen sene haziran ayında tekrar stüdyoya girdim. Tüm rötuşları da yapılmış olarak albüm kasımda hazırdı.

KULÜP PROGRAMLARINI DUMAN YÜZÜNDEN BIRAKTIM
 ◊ Sahnelere veda mı ettin sen? Neden kulüplerde görünmüyorsun?
- Ben 1994’te çıktım sahneye, yıllarca hiç ara vermeden çalıştım. Ama biliyorsun eskiden mekanlarda sigara içilebiliyordu. Bu yüzden mekanlar öyle duman altı oluyordu ki boğuluyordum. O dumanın içinde saatlerce şarkı söylüyordum, üstüne üstlük bir de alerjim var, düşün. Sabah 6’lara kadar şarkı söylüyorduk, güneş üstümüze doğuyordu, ondan sonra yatıyor, akşama doğru uyanıyordum. O kadar dumana ve bu tempoya dayanamadım, alerjim iyice azdı. Dayanamadım, gece kulübü programlarına ara verdim.

◊ Bundan sonra seni nerelerde dinleyebileceğiz?
- Her yerde. Ben o zamanın şartlarına hayır demiştim, artık şartlar değişti. Zaten sahne aşkım benim. Seviyorum orada olmayı.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ