Aşı karşıtı harekât başlattı... Bilim Kurulu üyeleri cevapladı

TAKİP ET

Yazar Abdurrahman Dilipak, 'mRNA ile beyne data yollanabileceği'ni savundu ve 'Aşıya karşı kendi bilim kurulumuzu oluşturduk. Uluslararası temaslarımız var' dedi. Bilim Kurulu üyeleri ise bu iddiaların komplo teorisi olduğuna dikkat çekerek vatandaşların bilime güvenmelerini istedi.

Reklam
Reklam

Son günlerde koronavirüs aşılarına karşı açıklamalarıyla öne çıkan yazar Abdurrahman Dilipak’a bu karşıtlığının sebebini sorduk. Bütün aşılara karşı ‘temkinli’ olduğunu belirten Dilipak, şunları söyledi:
“Çocukluğum hariç hiç aşı olmadım. Aşıları potansiyel risk açısından değerlendirecek olursak, en tehlikelisi mRNA ve Sinovac. Her ikisi de diğer aşılar içinde ‘genel olarak’ bir değerlendirme yapılacak olursa, hayati tehlike de oluşturabilir. Önce bu grip türü bir virüs mü ya da laboratuvarda üretilen ‘biyolojik bir ajan’ mı ondan emin olmak gerek. Cevabını arayan daha birçok soru var. mRNA da bir aşı değil. Çok önce bulunan bir etken madde. İlk kez aşı olarak kullanılacak. mRNA’daki ‘m’ye yani ‘messenger’a hangi mesajı, datayı yüklerseniz bünyeye onu yüklüyor. Bunun kimyasal yapısı yanında mesajın bozulması ya da başka mesajlar yüklenmesi durumunda sonucu kim garanti edebilir? Bir yanlışlık olursa çok tehlikeli sonuçlar olabilir. ‘Kalp kapakçığını kilitle’ de diyebilirsiniz, ‘Git karaciğerdeki östrojen salgısını iki kat arttır’ da diyebilirsiniz. Sonuçta insan bünyesine bir data gönderiyorsunuz. Bu datayla telafi edilemez bir hataya da yol açabilirsiniz.” Dilipak’ın bu iddialarını Bilim Kurulu üyelerine sorduk.

‘KOMPLO TEORİLERİNE DEĞİL BİLİME GÜVENİN’
Prof. Dr. Yeşim Taşova: “Aşılar belirli bir teknolojiyle üretiliyor. Üretilen aşı farklı disiplinlerden uzmanlar tarafından inceleniyor, amacına uygun olup olmadığı çok sıkı ölçülerle denetleniyor. Satın alan ülke de kendi uzman bilim insanlarıyla, kendi laboratuvarlarında defalarca testlerden geçirip kontroller yapıyor. Bizim ülkemizde de aynı şekilde oluyor. Her tür komplo teorisi, ‘şizofrenik yaklaşım’ olacaktır. Bugüne kadar literatürde tespit edilen, bilinen ‘kasıtlı zarar vermek için üretilmiş bir aşı’ yok. mRNA aşıları zaten yeni bir teknoloji. Bu yeni teknolojiyle birlikte, özellikle kanser tedavisinde doğrudan tümöre karşı kullanılmaya başlanmıştı. Gelecek bu teknolojinin elinde olacak. Kitle aşılamaları yapılıyor, araştırmalar, kontroller yapan birimler var. Ben böyle komplo teorilerine inanmıyorum. Vatandaşlarımıza da sağlık otoritelerine güvenmelerini tavsiye ediyorum. Salgın devam ediyor. İnsanlar ulaşabildikleri her aşıyı yaptırsınlar.”

HABERİN TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ