"Ahmak" polemiği büyüyor... Soylu'dan bir sert açıklama daha

TAKİP ET

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu arasındaki "Ahmak" polemiği büyüyor. İmamoğlu'nun Fransa'daki sözleriyle ilgili eleştirilerini sürdüren Soylu, "İBB Başkanının yaptığı tam bir cehalettir. Avrupa kürsüsünden Türkiye'yi şikayet edenler acaba 'hak ihlali' kavramını biliyor mu?" dedi.

Reklam
Reklam

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi'ne katılmak için Fransa'ya giden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu sert sözlerle eleştirmiş, "ahmak" diye hitap ettiği İmamoğlu'nu, kayyumlar konusunda "Türkiye'yi Avrupa'ya şikayet etmekle" suçlamıştı. Bu sözlerle ilgili tartışmalar sürerken İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bir açıklama daha yaptı. Soylu, "Avrupa kürsüsünden Türkiye'yi şikayet edenler acaba 'hak ihlali' kavramını biliyor mu?" dedi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, TVNET kanalında Serhat İbrahimoğlu'nun sunduğu Net Bakış programında gündeme ilişkin açıklamalar yaptı.

"İHA'LARIMIZ OLMASAYDI EYVAH DERDİK"
Bakan Soylu'nun açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
Bir lider geliyor halkından destek alıyor bütün dünyanın kabule ettiği meşru bir çizgi ortaya koyuyor ve yıllardır ülkesine oluşturulan baskıları akıllıca bir şekilde görüp bunların nasıl aşılacağı konusunda bir irade ortaya koyuyor ve buna milletini ortak ediyor. İnsansız hava araçlarımız olmasaydı, kendi mühimmatlarımız olamasaydı biz bugün eyvah derdik. Tüm istihbaratımız eğer koordinasyon içinde böyle bir milletin hakkı için çalışıyor olmasalardı biz bugün dövünüyor olurduk.

IMF BORCU BİTTİ, GEZİ OLAYLARI BAŞLADI
Bugün Türkiye'nin 105 milyar dolar civarında bir birikmişi var bu olmamış olsaydı. Sayın Cumhurbaşkanımız bir tarih daha verdi. 2013 yılında IMF borcunu bitirdiğimizi söyledi. Hemen arkasından Gezi Olayları başladı. Bunlar tesadüf değil. Eğer o günlerden güçlü çıkmasaydık şunu açık söyleyeyim bizi tarumar ederlerdi.

KAYYUM ATAMALARI
Bugün ülkemizin doğu ve güneydoğusunda huzur var. Sizin ve bizim çocukluğumuzda şöyle bir durum vardı. Buraların makus talihi yenilmez. Devletin bu kadar sorunu varken buralar için nasıl çaba sarf etsin. Bugün gençlik merkezleri, hastaneler her yerde.

Bir siyasi partinin genel başkanın toplumu yanıltmasının doğru olmayacağını söylüyorum. Siyasi partilerin adaylarının aday olup olmayacağının kanunlarla belirlenmiştir. Onu kanun siyasi partilerin ahlakına bırakmıştır. Dört tane il belediyesi ve 11 ilçe belediyesi görevlendirdik. Bunların içinde cezası kesinleşenler ve tutuklu olanlar var. Bunları siyasi partileri bilmiyor muydu? Bunlar aday oldu. Buna siyasi parti yasası müsaade ediyor. Ne yapsaydık yani? Türk hukuk sistemi yürütmeye ve yürütmenin bir kurumuna vermiş. Sen bir tehdit görürsen terörle alakalı bunu açığa alabilirsin diyor.

"İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI'NIN YAPTIĞI TAM BİR CEHALETTİR"
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının yaptığı tam bir cehalettir. Avrupa kürsüsünden Türkiye'yi şikayet edenler acaba 'hak ihlali' kavramını biliyor mu? Türkiye'yi şikayet edenler PKK ve FETÖ'dür. Bunlar şehit ailelerinin yüzüne nasıl bakacaklar? 13-14 yaşındaki çocukları dağa kaçıranlara seslerini çıkaramayanlar, nasıl hak savunacaklar?