İlk konuşmayı ‘cumhur ittifakı’nın İzmir adayı Nihat Zeybekci ile yapıyorum.
‘Millet ittifakı’nın adayı Tunç Soyer’le de konuşacağım. Geçen hafta Ankara’da aday tanıtımında olduğu için onunla önümüzdeki günlerde buluşup aynı sohbeti yapmaya karar verdik.
NEDEN FOTOĞRAFI ŞARAP BAĞINDA ÇEKMEK İSTEDİ
Nihat Zeybekci’ye “Nerede fotoğraf çektirelim” diye sorduğumda, kendisi “Urla’da bağlarda çekelim” dedi.
“Ama orada şarap bağları var” dedim.
“Ben İzmir şarabını uluslararası marka yapmak istiyorum. Bağcılığın gelişmesi için özel enstitüler kuracağız” cevabını verdi ve ekledi:
“Unutmayın ben Denizliliyim. Orada Güney’de ve başka yerlerde binlerce dönüm şarap bağı var...”
Bağlar arasında dolaşırken, “Şunlar 9 yaşında, şunlar 12 yaşında” diye yorum yaptı.
Yani bağcılığı biliyor...
EŞİMLE AYNI OVAYA BAKAN İKİ KÖYDENİZ
Siz Denizli’de doğdunuz. Ne zamandan beri İzmir’i tanıyorsunuz?
“İlk defa çocukluğumda geldim. İlkokul dördüncü sınıfta.”
Eşiniz nereli?
“O da Denizli’nin Tavas ilçesinden. İkimiz de Tavaslıyız. Aynı ovaya bakan iki ayrı köydeniz.”
İZMİR’DE YILDA 6 MİLYON TON ÇÖP TABİATA DÖKÜLÜYOR
Kazanırsanız ilk dönemin sonunda nasıl bir İzmir hayal ediyorsunuz?
“Önce İzmir’in en ilkel sorununu çözmemiz lazım. Kanalizasyon sorunu. Bütün yağmur suyunu aynı yere vererek suyu arıtılamaz hale getirmişiz. Çok iddialı olarak şunu söylüyorum. Bugün İzmir’de bütün atık suyu denize ve tabiata veriyoruz.”
İkinci adım?
“Katı atık sorunu. Türkiye’de hiçbir şehirde böyle bir sorun kalmadı artık. Katı atıkları, yani bildiğimiz çöpü dağlara bayırlara atıyoruz. Şu karşıda gördüğün dağ var ya, git onun arkasındaki derenin içinde 100 metre derinliğinde çöp atığı var.”
Biraz abartılı değil mi bu rakam?
“Kesinlikle değil. İzmirlilere açıklamak istiyorum. Bu şehirde yılda 6 milyon 600 bin ton çöp atılıyor şu tabiatın içine. Türkiye’nin hiçbir büyük şehrinde böyle bir rezalet yok.”
CHP’yi kastediyorsanız, bu şehri uzun yıllar boyunca sağ partiler de yönetti. “Bunu kimseyi eleştirmek için söylemiyorum. Bu bir realite.”
İZMİR’E LOUVRE GİBİ BİR MÜZE
Gelelim 5 yıl sonrasına. Seçildiniz. Dönem sonunda nasıl bir İzmir?
“Şu sözü veriyorum: Beş sene sonra ilkel problemlerini bitirmiş, kent içinde kabul edilebilir bir yoğunlukta trafiğe ulaşmış altyapı.
Artı turizm alanında. Kente gelen turistin vakit geçireceği, kalma süresini uzatacağı mekân ve aktiviteler yok. Bunun için Kemeraltı, Kadifekale, Alsancak, Bayraklı, Yeşildere baştan aşağı yeniden ele alınacak.”
Ben İzmir’de doğup büyüdüm. Bizde hep şöyle bir şey vardır. Gelen her belediye altyapı falan diye yeraltına çalışır. Yani İzmirli şu fani hayatında yerüstünde de bir şeyler görmek istiyor.
“Bunun için önce altı halletmeliyiz. İzmir sadece kendi il sınırları ile sınırlı değil, bölgesel bir merkez. Ama bakıyorum, müze diye kapalı salonlar yapılmış. İddialı bir şey söylüyorum. Bu şehre dünyanın en iddialı en büyük arkeoloji müzesini kazandıracağım. Louvre çapında bir müze olacak bu. İzmir Barcelona gibi bir şehir olacak.”YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ
‘Millet ittifakı’nın adayı Tunç Soyer’le de konuşacağım. Geçen hafta Ankara’da aday tanıtımında olduğu için onunla önümüzdeki günlerde buluşup aynı sohbeti yapmaya karar verdik.
NEDEN FOTOĞRAFI ŞARAP BAĞINDA ÇEKMEK İSTEDİ
Nihat Zeybekci’ye “Nerede fotoğraf çektirelim” diye sorduğumda, kendisi “Urla’da bağlarda çekelim” dedi.
“Ama orada şarap bağları var” dedim.
“Ben İzmir şarabını uluslararası marka yapmak istiyorum. Bağcılığın gelişmesi için özel enstitüler kuracağız” cevabını verdi ve ekledi:
“Unutmayın ben Denizliliyim. Orada Güney’de ve başka yerlerde binlerce dönüm şarap bağı var...”
Bağlar arasında dolaşırken, “Şunlar 9 yaşında, şunlar 12 yaşında” diye yorum yaptı.
Yani bağcılığı biliyor...
EŞİMLE AYNI OVAYA BAKAN İKİ KÖYDENİZ
Siz Denizli’de doğdunuz. Ne zamandan beri İzmir’i tanıyorsunuz?
“İlk defa çocukluğumda geldim. İlkokul dördüncü sınıfta.”
Eşiniz nereli?
“O da Denizli’nin Tavas ilçesinden. İkimiz de Tavaslıyız. Aynı ovaya bakan iki ayrı köydeniz.”
İZMİR’DE YILDA 6 MİLYON TON ÇÖP TABİATA DÖKÜLÜYOR
Kazanırsanız ilk dönemin sonunda nasıl bir İzmir hayal ediyorsunuz?
“Önce İzmir’in en ilkel sorununu çözmemiz lazım. Kanalizasyon sorunu. Bütün yağmur suyunu aynı yere vererek suyu arıtılamaz hale getirmişiz. Çok iddialı olarak şunu söylüyorum. Bugün İzmir’de bütün atık suyu denize ve tabiata veriyoruz.”
İkinci adım?
“Katı atık sorunu. Türkiye’de hiçbir şehirde böyle bir sorun kalmadı artık. Katı atıkları, yani bildiğimiz çöpü dağlara bayırlara atıyoruz. Şu karşıda gördüğün dağ var ya, git onun arkasındaki derenin içinde 100 metre derinliğinde çöp atığı var.”
Biraz abartılı değil mi bu rakam?
“Kesinlikle değil. İzmirlilere açıklamak istiyorum. Bu şehirde yılda 6 milyon 600 bin ton çöp atılıyor şu tabiatın içine. Türkiye’nin hiçbir büyük şehrinde böyle bir rezalet yok.”
CHP’yi kastediyorsanız, bu şehri uzun yıllar boyunca sağ partiler de yönetti. “Bunu kimseyi eleştirmek için söylemiyorum. Bu bir realite.”
İZMİR’E LOUVRE GİBİ BİR MÜZE
Gelelim 5 yıl sonrasına. Seçildiniz. Dönem sonunda nasıl bir İzmir?
“Şu sözü veriyorum: Beş sene sonra ilkel problemlerini bitirmiş, kent içinde kabul edilebilir bir yoğunlukta trafiğe ulaşmış altyapı.
Artı turizm alanında. Kente gelen turistin vakit geçireceği, kalma süresini uzatacağı mekân ve aktiviteler yok. Bunun için Kemeraltı, Kadifekale, Alsancak, Bayraklı, Yeşildere baştan aşağı yeniden ele alınacak.”
Ben İzmir’de doğup büyüdüm. Bizde hep şöyle bir şey vardır. Gelen her belediye altyapı falan diye yeraltına çalışır. Yani İzmirli şu fani hayatında yerüstünde de bir şeyler görmek istiyor.
“Bunun için önce altı halletmeliyiz. İzmir sadece kendi il sınırları ile sınırlı değil, bölgesel bir merkez. Ama bakıyorum, müze diye kapalı salonlar yapılmış. İddialı bir şey söylüyorum. Bu şehre dünyanın en iddialı en büyük arkeoloji müzesini kazandıracağım. Louvre çapında bir müze olacak bu. İzmir Barcelona gibi bir şehir olacak.”YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ